26 Mayıs 2009 Salı

Özledim

Gurbetin ışikları gönlümü aydınlatmıyor
Toprağı buram buram mis gibi kokmuyor
Gurbetin hiçbir nimeti beni mutlu etmiyor
Gözlerimin önünden yurdumun hiçbir şeyi gitmiyor

Duygularım kördüğüm olmuş gözyaşım gelmiyor
Şakır şakır konuşan dilim şimdi konuşmuyor
Ne geceler nede gündüzler geçmiyor durmuş sanki
Sevdiklerim aklıma geliyor adlarını söyleyemiyorum

Nereden çıktı gurbette yaşamak bilemiyorum
Ölüme yavaş yavaş gidiyorum sanki
İnsanlar somurtmuş telaşlı hep izdiham içinde
Ne olacak benim bu halim şaşırdım kaldım

Gurbette ölmek hoşuma gitmiyor korkuyorum
Bir Fatihanın okunup okunmayacağını düşünüyorum
Mezarımın üstünde kuşların cıvıldaştığı bir ağaç istiyorum
Bunları hep tasavvur etmekten gurbet hayatı beni uyutmuyor


Babamın yorgun argın işten gelirken gözlerindeki mutluluğu ve sevinci özledim
Biz çocuklarının etrafında dönmesini ve hoş geldin babacığım demeyi özledim
Bugün çok yoruldum ama yinede şükürler olsun demesini özledim
Yıldızları bir bir saymaya çalışırken derin uykuya dalmayı özledim

İbrahim H. Demir

Efkarlandım yine,şiir çok hoşuma gitti sanki gerçekten beni anlatıyor gibi,kendimden çok şey buldum ve paylaşmak istedim.Gurbetteki tüm arkadaşlar için...




20 Mayıs 2009 Çarşamba

ANNELİK ZOR ZANAAT!

Bugün hayatımın en zor günlerinden birini yaşadım.Kızımla bir ilki gerçekleştirmemiz gerekiyordu.Tabi önce iki gün boyunca onu ikna etmek için dil döktüm hatta yalvardım.Ne için olduğunu buraya yazmayacağım,çünkü çok utanıyor:)Her neyse dediğim gibi şu annelik çok zor çok...Allah çocuklarımıza uzun ,sağlıklı ömürler versin ama inanın onlar büyüdükçe sorunları da büyüyor.Ayrıca sanırım kız annesi olmak daha da zor.İş tamamen bize düşüyor böyle durumlarda. Korkacak bir şey olmadığını,bu gibi şeylerin herkesçe yaşandığını anlatmak,moral vermek ve en önemlisi yanında olmak çok önemli.Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum.Ama çoğu zaman -son iki günde olduğu gibi- kendimi çaresiz hissediyorum.
Ayrıca kızım yavaş yavaş ergenliğe doğru gidiyor.Çok kırılgan oldu bu aralar.Çok kolay alınıyor.Durum böyle olunca babası da ben de ağzımızdan sözleri tartarak çıkarıyoruz.Çoğu zaman huyuna gidiyorum.Ama bu gerçekten çok zor.Sonuçta ben de etiyle kanıyla bir insanım,sabrımın sınırlarını zorluyorum....En korktuğum şey ise onu bu döneminde kırmak veya yanlış anlaşılmak.Çok zor bir dönem bizi bekliyor sanırım.Ama inanıyorum ki sevginin üstesinden gelemeyeceği şey yoktur....

3 Mayıs 2009 Pazar

Annemi Bir Kez Daha Görsem

Başlık,Zana Muhsen'in yazdığı kitabın başlığı.Belki de bir çok kişi çoktan okumuştur bu kitabı.Benim elime ise yeni geçti.Ve bir solukta okudum.Hala etkisindeyim....Babaları tarafından satılan iki kız kardeşin gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor.Çok sürükleyici,elimden bırakamadım.Ve okudukça ne kadar şanslı olduğumu anladım.Ve defalarca şükrettim halime.İnanılmaz şeyler okudum,insanlık dışıydı hepsi ve maalesef bu roman bir kurgu değil gerçek.Kadının hiçbir değerinin olmadığı,tek görevinin kocasını memnun etmek,çocuk doğurmak,tarlada çalışmak,yemek yapmak,aile büyüklerine hizmet etmek olduğu Yemen 'de geçiyor herşey...Eziyet,dayak,işkence ne ararsan var ve dediğim gibi korkunç olan bunların gerçekten yaşanmış ve hala yaşanıyor olması.İnsan bazen kendi yaşamından şikayet ediyor,elindekinin kıymetini bilmiyor.Ben de yapıyorum bunu çoğu zaman.Umutsuzluğa kapılıp,içinde yaşadığım hayatı irdeliyorum.Ama bu kitabı okuyunca kendime,yaşantıma bakışım değişti.Okumayanlara şiddetle tavsiye ediyorum.İnanın şükredeceksiniz...

29 Nisan 2009 Çarşamba

Mesafeler ve Yalnızlık...

Yarın benim de eşimin de okul pikniği var ve ikimiz de gitmek zorundayız.İlk başta ne var bunda denebilir...Sorun şu kızım ne olacak.Ayşem'in okulu 1 de bitiyor,bizse ancak 5 gibi dönebiliriz.Bu durumda kızımı kim alacak?Her zamanki meselemiz.Böyle durumlarda en büyük sıkıntımız bu oluyor.İkimiz de çalıştığımız için kızım 45 günlükten 5 yaşına kadar yabancı bir bakıcıda kaldı.Onu ilk bıraktığım anı hayatım boyunca unutmayacağım.O gün hissettiğim sızıyı,acıyı daha önce hiç yaşamamıştım.Gerçekten çok zordu benim için.Benim ailemden kimse burada olmadığı için hep bu gibi konularda yalnız kaldım.Kısacık bir işim olduğunda dahi kızımı bırakabileceğim biri olmadı.Belki de Ayşem'i ilk bıraktığım gün yaşadığım acıydı,ikinci çocuğa cesaret edemememin nedeni.Hala da cesaretim yok.Çünkü hala daha bırakacak kimsem yok:))Her neyse büyük bir ihtimalle kızımı da yanımda götürmekten başka yol yok.tek derdim okulu kırmak zorunda kalacak.Of of of.....